Aslında bu yazıyı çok önce yazmam gerekirdi. Hem spor yapmış hem de güzel bir gün geçirmiştik.  Bir arkadaşıma sporu bırakınca kilo aldığımı, yeniden başlamak istediğimi söyleyince bize katıl, Orientring yap demişti. Aynen sizin gibi bende ona “o da ne” dedim. Doğada yapılan bir spor dedi. Sonradan öğrendim meğer arkadaşım orientring de Türk milli takımında oynayacak kadar iyiymiş. 

Kısa bir yazışmadan sonra ikna oldum ve bir pazar günü İstanbul Belgrad Ormanlarındaki amatör yarışmalara katılmaya karar verdik ailecek! Eşimi ikna etmem zor olmadı. Zira oda benim gibi doğada yapılan her şeyden haz alır. 2 kızım, eşim ve ben sabah 9.00’da Belgrad ormanında söylenilen yerde olduk. 20-25 kişi vardı katılan.

Oyun yön bulma yeteneğiyle ilgili. Yarışma başlamadan önce farklı yerlere 7 bayrak (Bizim için öyleydi. Sayı değişebiliyormuş) konulmuş. Elinize bölgenin detaylı, özel hazırlanmış, yükselti çizgileri, yönleri, etraftaki özel konumları olan, üzerinde işaretlenmiş 7 bayraklı harita veriliyor. Amacınız bu bayrakları en kısa sürede bulmak. Sıra önemli değil. Bayrakları bulduğunuzda alıp getirmiyorsunuz. Çünkü başka ekiplerde aynı bayrakları bulmaya çalışıyor. Her bayrağa faklı sayıda delik açan zımbalar tutuşturulmuş. Elinizdeki 7 kutucuklu kağıda bayrakları buldukça zımbalıyorsunuz. Böylece yarış bittiğinde 7 kutucukta 7 farklı zımba izi bekleniyor sizden. Pusula ile de yarışılabiliyor. Yarış bitiminde bitiş masasında bastığınız zımbalar kontrol ediliyor. Eksik zımbalara karşılık cezalandırılıyorsunuz. Kullanılan haritaları hazırlamak çok zahmetli bir iş. Ve profesyonelce yapılması gerek. O yüzden kendi kendinize oynayabileceğiniz bir oyun gibi durmuyor. 

Biz haritayı alıp kronometreye bastıklarında çoluk çocuk şuursuzca sağa sola koşup bayrak aradık başta. Bu arada arasıra haritaya da baktığımız oluyordu… Ama işin bu şekilde devam edemeyeceğini anladığımızda bir 10 dakikamız kaybolmuştu. Sonra haritayı anlamaya çalışıp biraz daha bilinçli dolaşmaya başladık. İlk bayrağı küçük kızım bulunca hepimiz sevinçle birbirimize sarıldık. Herhalde bir 10 dakikada o vaziyette geçmiştir. Artık bayraklar peşpeşe bulunmaya başlamıştı 2-3-4-5 ama 6. bayrakta zorlandık. Haritaya bakarak bayrağın olabileceği yeri kuşattık 4 bir yandan. Bir tepeye saklanmış vaziyette ben buldum sonunda. Nihayet bütün kareler zımbalanmış vaizyette sanırım 45 dk ya yakın bir sürede bitiş masasına ulaştık. Biz geldiğimizde en az 4-5 ekip gelmiş çay içiyordu. Mutluyduk en azından sonuncu değildik. Bizden sonra gelenlerde oldu. Güzel bir gündü. Daha sonra bir daha katılmadım. Çünkü o gün koşarken sol ayağımı sakatladım. Uzun bir süre sahalardan uzak kalmak zorunda kaldım :). 

Bu çok eğlenceli spora İstanbul da oturanlar internet üzerinden başvurup hafta sonları katılabilirler. Organizasyon ve harita hazırlanması için ufak bir katılım ücreti var. . Geri kalan size kalmış. Bir pazarınızı ayırabilirseniz denemenizi öneririm. 

Başvurabileceğiniz adres: http://www.iog.org.tr/

Kullanıcı admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.