Dünya bugüne kadar 6 büyük yokoluş yaşamış. En bilineni de dinozorların yok olması sonucu memelilerin yaşama şansının doğduğu meteor çarpmasıdır. Bu sayede goril-maymun gibi daha küçük hayvanlar ayakta kalmış ve bize evrilmişler.

Her yokoluş kartların yeniden dağıtılması büyük canlılıarın yok olup küçüklerine yol açılması demek. 4.5 milyar yaşındaki dünyada oluşumundan 700 milyon yıl sonra tek hücreli canlılar meydana gelmeye başlamış. Ama neredeyse 3 milyar yıl boyunca canlılar açısından ciddi bir gelişme olmamış. Sonra ilk denizlerde başlayan çok hücreli yaşam karaya taşınmış. Sürüngenler ayaklanmış ve sonra uçan yaratıklar ortaya çıkmış. Aşağı yukarı 250 milyon yıl dünyada hüküm sürmüşler. Dinzaorlar ise 230 milyon yıl önce 150 milyon hüküm sürüp meteor çarpması sonucu ortadan yok olmuşlar.

İnsana yakın canlıların 200.000 yıllık geçmişi düşünülünce dinazorların 1000 de biri kadar bile dünyada değiliz demektir. Bu güne kadar olan yok oluşlar ya doğa şartlarının değişimine ayak uyduramama yada meteor gibi dünya dışı nedenlerden olmuş. Ortalama 250 milyon yılda bir olan ve en son 65 milyon yıl önce meydana gelen yokoluşlar göz önüne alınırsa sanki önümüzdeki 200 milyon yıl korkulacak birşey yokmuş gibi duruyor.Ama insan kendi kendini sanırım bu süreyi beklemden yok edecektir.Zira 200 milyon yıl dünyanın bize tahammül edebileceğini zannetmiyorum.

Ama tabi ortalama 250 miyon yılda bir olan meteor çarpması her seferinde bu süreyi bekleyecektir diyede bir kural yok. .Ama artık gelişen teknoloji sayesinde olası çarpmaları yüzde olarak hesaplayabilyoruz.Ş u anda görünen bir tehlike yok gibi.En azından açıklanan.

Fakat diyelim Nasa yada çok güvendiğimiz başka bir kurum 5 yıl sonra dünyaya çarpacak çok büyük bir meteor olduğunu ve bunun için yapacak bir şeyimiz olmadığını söylese, dünyada nasıl bir hayat devam ederdi.Bu soruya aslında zamanı değiştirerek her seferinde farklı cevaplar bulunabilir. Örneğin önümüzde 5 yıl olduğunu bilmemiz durumundaki tepkilerimiz ile 5 gün olduğunu bilmemiz arasında tepkilerimiz çok farklı olurdu.

Bu soruya verilecek cevap çoğunlukla felsefi olacaktır.Bir insanın 3 yıllık ömrünün kalmasını hayal etmekle, insanlığın 3 yıllık ömrünün kalmasını hayal etmek çok farklı sonuçlar doğrur.Çünkü bu durumda herkesin akıbeti aynı olacağından mantık kuralları farklı çalışır.Soru önemlidir çünkü insani güdülerimizin en önemlisi olan hayatta kalma mücadelesi bütün bir insanlık için nasıl toplumsal karmaşaya yol açacaktır .Bunun bilinmesi aynı zamanda ideoljik yaklaşımlarada bir ayna tutabilir.Örneğin marks ın sınıfsız toplumu bu ortamda sağlanabilir mi? Yada kapitalizmin arz-talep dengeleri nasıl çalışır? İdeolojilerin bir anlamda stress testini yapmış olmaz mıyız? Süre 5 yıl değilde 5 ay yada 5 gün olursa durum nasıl değişir?

‘The Day After’ gibi kıyamet sonrası kaotik durumu anlatan filimler olsada aslında bugüne kadar bu konuda ciddi bir analizin yapıldığına rastlamadım.Buna karşın kıyamet sonrası için hazırlık yapan guruplar var özellikle Amerika de.Hatta Norveç in Svalbard Adasında kıyamet ambarı denilen dondurucu ambarda birçok farklı tohum saklanarak kıyamet sonrası yaşamın devamı sağlanmaya çalışılmakta.Bu Nuh un her canlıdan iki tane almasına benzetilebilir

Her neyse ben yazımın asıl konusuna döneyim.10 yıl sonra olası bir kıyamet borsayı nasıl etkiler?Çocuklarınızı okula göndermeye,siz işe gitmeye devam eder miydiniz? Sorun sadece sizin evet yada hayır demeniz değil? Kitesel nasıl bir davranışla karşılaşırız? Sizin hiç iş yapmam gezerim demeniz bir şey ifade etmez zira size hizmet edecek kimse bulamayabilirsiniz.Ama belkide bulabilirsiniz. İnsanların herşeyi bırakıp yaşamaları için 10 yıl uzun bir süre gelebilir. Belki para da geçersiz akçe haline gelecektir.Kimbilir birileri cennetde yer satmaya başlayıp 10 senelerini daha rahat geçirebilirler.Ama her halükarda bir kaos ortamı olacağı kesin gibi.Ve eğer bu durum kontrol altına alınmazsa insanların çoğu 1-2 seneyi bulmaz ölürler. Süreyi kısaltarak yada uzatarak toplumsal davranış biçimimizi irdelemeyi sürdürüp böylece analizimizi sağlamlaştırabiliriz.

Kıyamet bilgisinin toplumla paylaşılmayacağı çok açık.Ama zaten amacımız uzun ve kısa süreli kıyamet senaryoları üreterek kitlesel psikolojik yapımızı anlamak değil miydi?

Kullanıcı admin

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.